Rüzgâr ve güneş enerjisi, 2020 yılında Türkiye’deki elektrik üretiminin yüzde 12’sini oluşturdu.
Enerji sektöründe faaliyet gösteren düşünce kuruluşu EMBER tarafından gerçekleştirilen küresel ölçekli araştırma Türkiye için önemli bulgular içeriyor. Araştırmaya göre, Dünyada rüzgâr ve güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı, son beş yılda iki katına çıkmış iken, Türkiye yaklaşık %4’ten %12’e yükselerek etkileyici bir biçimde üç kat artış elde etmeyi başardı. Rüzgâr ve güneş enerjisi, 2020 yılında ise Türkiye’deki üretimin %12’sini oluşturdu. Bu oran, dünya ortalaması olan %9,4’ün bir miktar üzerinde olmasının yanında ABD’de gerçekleşen orandan bile yüksek.
KÖMÜRDEN ELEKTRİK ÜRETİMİ SON İKİ YILDA DÜŞTÜ
Araştırmaya göre ayrıca kömürden elektrik üretimi art arda iki yıl düşüş gösterdi. Ancak bu 7 TWh azalmanın esas nedeni, elektrik talebindeki büyümenin son iki yılda geçici bir duraklama dönemine girmiş olması olarak belirtildi. Türkiye’de elektrik talebi, 2020 yılında yalnızca %0,6 oranında arttı. 2020 yılında doğal gazdan elektrik üretiminde yaşanan artış da kömürün üretiminin daha geri planda kalmasına neden oldu.
SON BEŞ YILDA KÖMÜRÜN PAYI ARTTI
Bununla birlikte Türkiye, 2015 yılından bu yana elektrik üretiminde kömürün payının arttığı yalnızca üç G20 ülkesinden biri. 2015 yılında Dünya genelinde kömürden elektrik üretiminin payı %38 iken, 2020 yılına gelindiğinde bu oran %34’e düştü. Öte yandan Türkiye’de kömürün payı %29’dan %34’e yükseldi. Türkiye’nin kömürden elektrik üretiminin 2015 yılından 2020 yılına %39 oranında artmasıyla birlikte Türkiye, G20 ülkeleri arasında en büyük artış gösteren ikinci ülke oldu. Türkiye’den daha büyük artış, %44’lük oranla yalnızca Endonezya’da görüldü.
"TÜRKİYE’NİN KÖMÜR RİSKİ SON BULMUŞ DEĞİL”
Raporun yazarlarından Kıdemli Enerji Analisti Sarah Brown konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, kömürden elektrik üretimi, üst üste iki yıl boyunca bir miktar düşüş göstermiş olsa da Türkiye’nin kömür riskinin son bulmadığına dikkat çekti. Brown, “Rüzgâr ve güneş enerjisi üretimindeki artış umut vadediyor fakat bu artış yalnızca elektrik talebindeki sınırlı artışı karşılamaya yetecek düzeyde oldu. Türkiye’yi önümüzdeki on yıllık süre içinde, özellikle elektrik talebi arttıkça, kömürden üretimi düşürmek gibi önemli bir görev beklemektedir” ifadesini kullandı.
Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ