Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi'nin düzenlediği ve iki gün sürecek 'İzmir Bölgesi Enerji Forum' başladı. İzmir Mimarlık Merkezi'nde gerçekleşen Forum'un açılışında konuşan EMO İzmir Şube Başkanı Mahir Ulutaş, etkinlikte, enerji alanındaki özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarının kullanıcılara, tüketicilere, çevre ve kentsel dokuya olumsuz yansımaları Ege Bölgesi'ndeki örneklerden yola çıkarak değerlendirileceğini söyledi. Ulutaş, enerji üretim tesislerinin doğaya olan olumsuz etkilerinin en aza indirilebilmesine ilişkin çözüm önerilerin de ele alınacağı forumda, iletim ve dağıtım şebekelerinin iyileştirilmesinin de konuşulacağını dile getirdi.
Enerjiyle ilgili büyüyen en temel sorun arz güvenliği olduğunu belirten Ulutaş, "Yurttaşlarına, sanayi kuruluşlarına sürekli ve kesintisiz elektrik enerjisi sağlayamayan bir ülkenin kalkınma şansı yoktur. İletim şebekesinde yaşanan ve tüm Türkiye'yi karanlıkta bırakan 31 Mart 2016 tarihli sistem çökmesinin yanına geçtiğimiz Aralık ayında doğalgaz ve buna bağlı olarak elektrik arzında yaşanan sorun, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi'nde günlerce hayatı durma noktasına getirmiş, milyonlarca dolarlık zarar oluşturmuştur. EMO olarak yıllardır doğal tekel olarak gördüğümüz ve artık erişimi temel bir insan hakkı olarak değerlendirilen enerjinin, siyasi ve kar güdüsüyle gerçekleştirilen müdahalelerden uzak, özerk bir yapı ile kamu yararı doğrultusunda yönetilmesi gerektiğini dile getiriyoruz. İsteyenin istediği yere, istediği zaman santral kurmasına hatta bu santralları istediği zaman çalıştırmasına, dağıtım şirketinin kaybettiği enerjinin bedelini kamudan tahsil etmesine dayalı bu sistemin, problem üretmemesi beklenemez" dedi.
Önemli bir sorunun da enerji alanındaki çalışma düzeni ve bu düzenin yurttaşlara hizmet kalitesinde düşüş olarak yansıması olduğunu belirten Ulutaş, elektrik dağıtım alanında taşeronlaştırma uygulamasının tehlikeli seviyelere kadar tırmandığını dile getirdi. Ulutaş, "Plansız kesintilerin en temel nedenlerinden birini; bakım ve iyileştirme çalışmalarının yetersizliği oluşturmaktadır. Özelleştirmelerinin ardından dağıtım bölgeleri, bu alanda ciddi bilgi birikimi olmayan ve ağırlıklı olarak taşeronlarla çalışan özel yapıların yönetimine geçti. Özelleştirme öncesi TEDAŞ'ın 2007 Yılı Faaliyet Raporu'na bakıldığında kamudaki dağıtım şirketlerindeki kadrolu çalışan sayısı 27 bin 851'dir. EPDK Elektrik Piyasası 2015 Yılı Piyasa Gelişim Raporu'na bakıldığında ise özelleştirme sonrası bu bölgelerde kadrolu çalışanlarının sayısı 2015 sonu itibariyle 15 bin 472'ye gerilemiştir. Ülke genelinde elektrik dağıtım şirketlerinde taşeron statüsünde çalışan taşeron sayısı ise 2015 sonu itibariyle 39 bin 79 olmuştur. Kısaca elektrik dağıtım bölgelerinde toplam 54 bin 551 kişi çalıştığı göz önüne alınırsa, çalışanların yüzde 71.63'ü taşeron işçisi konumundadır. Çalışana düşük ücret verilerek maliyeti düşürme adına yaratılan bu 'taşeron'sistemi, kişisel mesleki birikimini ve kurum kültürünü ortadan kaldırdığından deneyim aktarılmasına da engel olmaktadır. Bu kritik alt yapı hizmetinde güvencesiz ve geleceksiz çalıştırılan insan sayısının yüzde 70'i aşması tehlike sinyali vermektedir. Soma acısı ardından bu kez elektrik dağıtım bölgeleri için uyarıyoruz. Önlem alın! Hem çalışanların can ve sosyal güvenliği hem de tüm yurttaşlar açısından hayati öneme sahip elektrik dağıtım sisteminin güvenliği için taşeron sistemine bir an evvel son verilmelidir" diye konuştu.
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil ise yaptığı konuşmada, anayasa değişikliği referandumunda 16 Nisan'da 'hayır' oyu vereceklerini söyledi. Yeşil, "Barış içinde yaşamak, iyi bir hukuk sistemi ve özgürlükler için bu kararı verdiklerini söyledi.
Forum'un ilk sunumunu ise EMO'nun eski yönetim kurulu başkanlarından Kemal Ulusaler yaptı. Ulusaler, 'Enerji savaşlarının ortasındaki Türkiye'de politikasız enerji yönetimi' konulu sunumunda enerji kaynakları açısından dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye'nin mevcut enerji politikası ile piyasa fiyatlarının da üstünde enreji temininden kurtuluşu adına alternatiflerinin kısıtlı olduğunu söyledi. Radikal çözümler üretmeyen bu politikanın bazı şirketlere enerji altyapısı ve kaynakları aktardığını söyledi.
İki gün sürecek forumda 'Dağıtım sistemindeki kayıplar', 'İzmir enerji tesislerinin çevresel etkileri', 'Elektrik alanının piyasalaşmasının tüketiciye etkileri', 'İzmir Elektrikli otobüs filosu projesi' başta olmak üzere değişik konularda konuşmalar yapılacak. Uzmanlar enerji alanındaki sorunları ve gelişmeleri değerlendirecek.
KAYNAK: Hurriyet.com.tr