Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) 10. Konferansı: Dünya Enerji Görünümü 2019 Türkiye Lansmanı, bu yıl "Küresel Enerji ve İklim Gelişmeleri ve Türkiye İçin Çıkarımlar" temasıyla gerçekleştirildi.
Dönmez, burada yaptığı konuşmada, dünyada giderek artan sera gazı emisyonlarının ancak Ar-Ge ve inovasyonla önlenebileceğini söyledi.
Bakanlık olarak bu konuda bir Ar-Ge stratejisi başlattıklarını dile getiren Dönmez, "Bir sonraki etkinliğimizi ocakta hidrojen stratejileri üzerine yapacağız. Sistemde daha fazla yenilenebilir kaynak barındırmanın en önemli noktalarından biri hidrojen sistemleri olabilir." diye konuştu.
Dönmez, dünyada kömür tüketiminin de arttığını ve temiz kömür teknolojileri konusunda daha fazla Ar-Ge çalışması yapılması gerektiğini vurguladı.
"Gazda daha fazla oyunculu pazara doğru ilerliyoruz"
Türkiye'nin doğal gaz altyapısının ciddi şekilde geliştiğine dikkati çeken Dönmez, "Türkiye, 3 yüzer sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminali, 2 kıyı terminali, depolama noktaları ve her noktadan doğal gaz girişiyle coğrafyasının doğal enerji merkezidir. Enerji merkezlerinin en önemli özellikleri yatırımcılara risklerini kontrol edebilecekleri araçları vermesidir." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Dönmez, böylece "Türkiye doğal gaz piyasasının daha fazla oyuncunun yer aldığı bir piyasa haline geleceğini" kaydetti.
"YEKA ile yerli bir sanayi inşa etmekte kararlıyız"
Yenilenebilir enerjide kalkınma stratejisi izlediklerini aktaran Dönmez, "Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modelimizle yerli bir sanayi inşa etmekte sonuna kadar kararlıyız. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin yenilenebilir ve temiz enerji teknolojilerinde bölgenin merkez oyuncusu olması için yeni stratejilerimiz olacak. Enerji sektöründe çok önemli yeniliklerin merkezi olmaya adayız." dedi.
"Karbondioksit emisyonları tarihi seviyede"
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol da petrol, doğal gaz, kömür ve diğer kaynaklar olmak üzere enerjide bolluk dönemine girildiğine işaret ederek, "Böyle bir dönemde, karar alıcıların enerjiyi makul fiyatlarla ve çevreye en az zararla nasıl vatandaşa ulaştıracağını belirmesi gerekiyor. Çünkü ucuz enerji kaynağı her zaman çevreye duyarlı olmuyor, çevreye duyarlı olan da pahalı olabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
İklim değişikliğiyle mücadele için yapılan araştırmalar ve alınan kararlara rağmen emisyonların giderek arttığını kaydeden Birol, "Karbondioksit emisyonları tarihi bir seviyede şu anda. 2018'de enerji verimliliği artışı son 10 yılın en kötü dönemini geçirdi. Sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulabilmesi için daha fazla yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, nükleer ve hidrojen yatırımının yapılması gerekiyor." diye konuştu.
KAYNAK: AA