Komisyon üyeleri İsmail Türkbay, Fikri Aydın, Etem Yeşilyurt ve Ahmet Ünveren'in de katılımı ile Efeler Belediye Meclisi salonunda gerçekleştirilen toplantıda, raporla ilgili olarak açıklamada bulunan Efeler Belediye Başkanı Mesut Özakcan, "Rapora göre Efeler'de kurulu JES'lerin işletilmesi sırasında etrafa yayılan buhar, gözle görülmeyen gazlar ve kötü kokunun, yasa ve yönetmeliklerdeki boşluklardan, idarenin yeterli denetimleri yapmamasından kaynaklandığı ve çevre kirliliği yaratacak boyutlara ulaştığı gözlemlenmiştir" dedi.
Yasal mücadelemiz sonuna kadar sürecek
Komisyon çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Özakcan, araştırma kapsamında gerçekleştirilen ziyaretlerde sözlü olarak edinilen bilgilerin, kuruluşlardan gönderilen belgelerin, ülke ve dünya çapında yazılmış eser ve tezlerin değerlendirildiğini belirterek, "Komisyonumuz, peşin hükümlü olmadan ülkemizin ürettiği elektrik enerjisinin yüzde 51'inin ithal kaynaklar kullanılarak karşılandığının bilinci ve enerji bakımından dışa bağımlılığımızın azaltılması, yenilebilir, çevreyi kirletmeyen, yerli enerji kaynaklarının devreye sokulmasının gerektiğine olan inançla çalışmalarına başlamıştır. Komisyonumuz, örnek olması açısından Yeni Zelanda'nın jeotermal yönetmeliğini de temin etmiş ve bizim yönetmeliğimizle karşılaştırmıştır. Yoğun çalışmalar sonucunda raporunu düzenlemiştir. Efeler Belediyesi olarak; yasaların belediyelere verdiği yetki sınırları içinde kalmak kaydıyla halkımızın sağlığını tehdit eden hiçbir girişime izin vermeyeceğimizi, halkımızın sağlığını hiçe sayan ve doğanın kirlenmesine neden olanlarla yasal mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz" dedi.
Bütün kurumlara işbirliğine hazırız
Efeler Belediyesi olarak denetim noktasında ciddi bir yetkilerinin olmadığını ancak Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından da benzer bir raporun hazırlanması için komisyon oluşturularak araştırma çalışmaları için 1 milyon liralık bir bütçe ayrıldığını söyleyen Özakcan, "Aydın Valiliği'nin bu konu üzerinde araştırma ve çalışma yapmak için üzere olduğunu biliyoruz. Biz bütün kurumlarla işbirliği içinde çalışma yapmaya da her zaman hazırız. Bu konuda üzerimize düşen yasal sınırlar içindeki yetkilerimizi de sonuna kadar kullanırız. Ne yazık ki yine Aydın ilimiz, jeotermal enerji kaynağından yararlandırılmamıştır. Tabi ki jeotermal akışkan ve kaynak, kentlerin ısıtılması ve soğutulmasında da kullanılan bir enerji kaynağıdır. Aydın ilimiz ilçeleriyle birlikte de bu kaynaktan yararlanabilirdi. Hükümetimizin enerji politikalarının sonucu sadece bizim bölgede enerji üretiminde diğer bölgelerde sağlık, termal ve seracılık amaçlı kullanıldığını görüyoruz" dedi.
Akışkanın çevreye verilmemesiyle ilgili olarak tüm JES'ler için de sürdürülebilirlik açısından reenjeksiyon işleminin önemine dikkati çeken Özakcan, "Buna kendilerinin de ihtiyacı var. O akışkanın basınç ve ısı derecesini kaybetmemesi için reenjeksiyon şart. Mevcut tesislerde sanırım reenjeksiyon işlemi yapılıyor. Ancak jeotermal kuyuların ilk açıldığı aşamada belirli bir süre bu akışkanların doğaya salınmasına müsaade ediliyor. Ama sürekli olması halinde gerek nehirlerimize, gerekse toprağa zarar vermemesi mümkün değil. Gerekli denetimleri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yapıyor. Bu çalışmayı, Efeler Belediyesi olarak bir duyarlılık göstermediğimiz gerekçesiyle eleştirildiğimiz için gerçekleştirdik. Sadece eleştirildik diye değil biz halkımızın rahatı ve sağlığı için bize önerilen her çalışmayı yetkimiz elverdiğince yerine getirmeye hazırız" cümleleriyle açıklamasını noktaladı.
Toplantı esnasında basın mensuplarıyla paylaşılan komisyon raporundaysa sonuç olarak, Efeler'de yaşayan her insanın, aylardır duyduğu çürük yumurta kokusunun, yer altından gelen akışkandan yeryüzünde ayrışan hidrojen sülfür gazının kokusu olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Teknoloji aynı olmasına karşın, havaya ve doğaya verilmemesi gereken akışkanı reenjekte etmeyip, gözle görülmeyen, içerisinde insan sağlığı için zararlı olan gazları bertaraf etmeyip atmosfere salmaktadır. Yasal yöntemleri göz ardı ederek işletilen, ilçemizde kurulu jeotermal elektrik santrali, bu haliyle çevre kirliliği yaratmaktadır. Komisyonumuzda, bu haliyle çalıştırılmaya devam edilmesi halinde insan sağlığına zarar vereceği şeklinde kanaat oluşmuştur. Bunun yanında mevcut sahaların; kurulacak olan jeotermal tesislerin çevre ve insan sağlığına olası etkileri, bilimsel olarak araştırıldıktan sonra geliştirilmesi ve atıl durumda olan sahaların elektrik üretimi dışında seracılık, termal otel işletmeciliği ve turizm, konut ısıtması, sanayi, gıda kurutma gibi farklı sektörlerce kullanılması teşvik edilmelidir. Aydın Valiliği tarafından, sivil toplum örgütlerinden, toplumun her kesiminden ve ilgili kurumlardan gelen jeotermalle ilgili şikayetlerin, sorunların tespit edilip, değerlendirileceği bir birimin kurulması, sorunun çözümü için jeotermalden elektrik üretimi yapan bütün firma temsilcilerinin, ilgili kurum, kuruluş ve STK temsilcilerinin yer aldığı geniş katılımlı toplantıların yapılması gerekliğine inanıyoruz"
KAYNAK:Hürriyet