15 yılı aşkın bir süredir ülkemizdeki serbest tüketici uygulaması ile tedarikçi değiştirmek mümkün hale geldi. Bu sürecin başlangıcında elektrik tedarikçisi değiştirmek için tüketim alt limitleri yalnızca yüksek tüketimi olan tüketicilerin tedarikçisini değiştirmesine olanak sağlarken, tedarikçi değişimi için gerekli olan minimum tüketim limiti geçen zaman içinde düştü ve 2013 yılından itibaren ev kullanıcılarını da kapsar hale geldi. Böylece ev tüketicileri de cep telefonu numaralarını taşır gibi elektrik tedarikçilerini değiştirme ve böylelikle rekabetin getirmiş olduğu avantajla daha ucuz elektrik enerjisini daha cazip koşullarda kullanabilme şansını elde etmiş oldu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’nun yapmış olduğu son düzenlemeyle birlikte aylık 82 TL’nin üzerinde elektrik faturası ödeyen tüm tüketiciler artık numara taşır gibi elektrik tedarikçisini değiştirerek – mevsimsel fiyat değişiklikleri hariç - yüzde 20’ye varan potansiyel fiyat avantajlarından ve bunun ötesinde artan hizmet kalitesinden yararlanabilir hale geldi. Ancak her ne kadar tüketicilere serbest piyasa sunulmuş olsa da tüketicilerin önemli bir çoğu bunun farkında değil.
40 milyon tüketiciden yalnızca düşük bir oranı tedarikçi değiştirdi
Türkiye’nin ilk elektrik tedarikçisi karşılaştırma ve değiştirme verilere göre 2015 yılında toplam elektrik tüketicisi sayısı 40 milyon civarındaydı. 2017 yılının Mayıs ayı verilerine göre elektrik tedarikçisini değiştirme hakkını elde etmiş tüketici sayısı 10 milyonun üzerinde olurken bu haktan yararlanıp tedarikçi değiştirerek ucuz elektrik kullanmaya başlayan tüketicilerin sayısı 4 milyona yaklaştı. Bir başka yaklaşımla toplam tüketicilerin yüzde 10’u elektrik tedarikçisini değiştirirken, elektrik tedarikçisini değiştirme hakkını elde etmiş olmasına rağmen bu hakkını kullanmayan tüketicilerin oranı tahmini rakamlarla yüzde 70 olarak öngörüldü. Bu da tüketicilerin kendilerine verilmiş olan haktan yeterince faydalanamadığının en büyük göstergesi. Bu durumun arkasında yatan en önemli faktörün ise konunun tüketiciler arasında yeteri kadar bilinmiyor olması olduğu ifade ediliyor. Pek çok tüketici hala elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tedariği sağladığını ve bu firmaların devlete ait olduğunu düşünüyor. Ancak elektrik dağıtım şirketlerinin tamamı özel şirketler haline getirilirken elektrik tedarik işi de elektrik şirketleri (elektrik tedarikçileri) tarafından yapılıyor. Bu şekilde devletin her iki sektörden de elini çekmesi ve yalnızca denetleyici/düzenleyici rolünü üstlenmesi sektörün özelleşmesini ve bu şekilde fiyatların düşerek hizmet kalitesinin artmasına sebep oldu.
En çok serbest tüketici İstanbul’da
Elektrik tedarikçisini ya da tarifesini değiştiren tüketicilerin sayısının en yüksek olduğu il İstanbul olurken, bu ili İzmir, Antalya, Ankara ve Adana takip etti.
Tüketiciler elektriğini devletten almıyor
3 yılı aşkın bir süredir artık elektrik dağıtım şirketlerinin tamamı özelleştirilmiş durumda. Sektördeki diğer değişiklikler ile birlikte artık tüketicilerin neredeyse tamamı elektrik enerjilerini özel şirketlerden tedarik etmekte. Yani aslında her bir tüketici farkında olmadan da olsa en az bir defa elektrik tedarikçisini değiştirmiş durumda. Ancak tüketicilerin çok önemli bir çoğunluğu henüz bunun farkında olmadığından tedarikçi değiştirerek indirimli elektrik kullanamıyor ve elde edebilecekleri potansiyel tasarruflardan mahrum kalıyor. Elektrik piyasasının gelişmesinin ve daha çok tüketicinin bu durumdan haberdar olarak elektrik tedarikçilerini değiştirmesi hem daha çok tüketicinin tasarruf etmesine, ama aynı zamanda piyasanın büyümesiyle ortaya çıkacak yüksek rekabetin fiyatların tüketici lehine düşüş göstermesine sebep olacağı öngörülüyor.
Tüketicilerin bilgilendirilmesi çok önemli
Tüketicilerin önemli bir çoğunluğu tedarikçi değiştirebilecekken bu konu ile ilgili bilgisi olmadığından dolayı hala piyasadaki en yüksek fiyatlı tarifeler olan ulusal tarifelerden elektrik kullanıyor. Ulusal elektrik tarifelerini belirleyen yetkili kurum EPDK’dır ancak serbest tüketici limitlerini belirleyen kurum da yine EPDK’dır. Her ne kadar fiyatları EPDK belirlese de kurum aynı zamanda elektrikte rekabetin önünü açarak serbest tüketicilerin potansiyelde yüzde 20’ler seviyesinde daha ucuz elektrik kullanmasına olanak sağlamış durumda. Konuya doğru açıdan bakacak olursak kamuoyuna tüketicilere verilen bu rekabet avantajının daha iyi duyurulması hem tüketicilerin hem de tüm piyasa oyuncularının menfaatine olacaktır.”